Beni bul..

Saatlerin geri alındığı gecenin,

peşi sıra dizilmiş olan,

sabahın  ilk vakitlerinde;

her şey olması  gerekenden daha fazla sessizdi.

ve

duvarın üzerinde gölgeler:

“Tamam,  şimdi işe gitmeliyim”  dediğinde;

Tuhaftır!!

Ben de gitmek istedim..

“DUR!!”  diye apansız bağırdı. ” Beni Bul..” dedikten sonra  kayboldu..

 

Sokağın başında bir kedi,

tembel-tembel mırıldıyor.

benim için hiçbir anlam taşımıyordu.

ama!!..

mırıldanmalardaki, o bezgin tonlamalar!!!

bir arzuhalcinin görevini üstleniyordu sanki…

ve

bir ölümün,  sembolüydü sanki..

“Al beni, Seninim”..

 

Ve sonunda,

gece , tekrardan benliğime iliştiğinde ,

gölgeler, karanlıkların derinliklerine  çekildiğinde;

gizemli ve inanılmaz bir olay patlak verdi..

ve dünkü buluşmanın sonuçları kapaklanıyordu, ince cılız düşlerime..

ve hatta

o gece..

her şeyin tekrardan gerçekleşmesi mümkün müydü?

yoksa!

onu tekrardan  bulma girişimleri boşuna mıydı?

bilmiyorum..

 

Peki onu izlediğimin farkında mı?

ah, işin adiliğine bakın!

yoldan geçenlere geçit yoktur..

onları ilgilendiren tek şey değişimdir.

“Üzgünüm bayım size servis yapamayız.”

ölümcül bir sessizlik ..

ve Değişim..

kırık bir iskemle gibi önümüzde devşiriyor…

ve

tek- tek bütün döküntüleriyle,

 yürek karartıcı ve çileden çıkartan bir hikaye doğuruyor.

“Beni bul”..

Bilinçsiz Benliğinden Gelen Kırılmalar

Yorum bırakın